Yemekten sonra halsizlik, birçok kişiyi etkileyen yaygın bir durumdur. Özellikle büyük porsiyonlar tüketildiğinde bu sorun daha belirgin hale gelir. İnsanlarda halsizlik, bitkinlik ve hatta uyku hali görülebilir. Bu durum sindirim süreci ile ilgilidir. Sindirim sistemi, yemek sonrasında sindirim işlemi için enerjiye ihtiyaç duyar. Yenilen yemeğin miktarı ile orantılı olarak bu enerji ihtiyacı ortaya çıkar. Bu enerjinin harcanması, halsizlikten uyuklamaya kadar uzanan bir sürecin yaşanmasına neden olur. Yemekte porsiyonların azaltılması, bu etkileri hafifletebilir. Ancak tüketilen besinlerin de bunda önemli bir etkisi bulunmaktadır.

Yemekten sonra kan şekerindeki hızlı artış ve tüketilen besinlerin miktarı, halsizlikle doğrudan ilişkilidir. Karbonhidratlı yiyeceklerin tüketiminden sonra kan şekerinde artış meydana gelir. Kandaki şekerin hücrelere girmesi pankreastan salgılanan insülin sayesinde gerçekleşir. İnsülin, triptofan aminoasidi üretir. Bu aminoasit, serotonin hormonunun üretiminde aktif rol oynar. Serotonin, uyku düzenlemesinde rol oynayan bir hormondur. Karbonhidratlı besinlerin fazla tüketilmesi, serotonin üretimini artırır ve bu durum halsizlik ve uyku hali oluşturur.

Yemek sonrası halsizlik hissedilmesinin bir diğer nedeni, kan şekerinin normal seviyelerin altına düşmesidir. Bu durum tıpta hipoglisemi olarak tanımlanır. Yemekten sonra kan şekerinin düşmesi, yaşamı olumsuz etkileyen etkenlerden biridir. Halsizlikle birlikte yorgunluk, baş dönmesi, verimsizlik, öfke ve sabırsızlık gibi belirtiler görülebilir. Reaktif hipoglisemi, doğuştan gelen bazı metabolik hastalıklarda, tiroit bezinin az çalışmasında ve Haşimato hastalığında yaygın olarak görülmektedir. Bu durum, dürtüsel şeker düşmesi olarak tanımlanabilir. Kilo veremeyen kişilerde genellikle reaktif hipoglisemi etkili olur. Bu rahatsızlığın belirtileri şunlardır:

Bu sorunun en önemli etkenleri dengesiz beslenme, karbonhidratlı, nişastalı ve şekerli gıdaların fazla tüketimi, stres, aşırı kafein alımı ve ailede şeker hastalığı olması gibi faktörlerdir. Kilolu olanlarda bu ataklar daha fazla görülse de, normal kiloda olup egzersiz yapmayan veya depresyonda olan kişiler de bu sorunu yaşayabilir. Ataklar sırasında tatlı tüketen kişilerde kan şekerinde düzelme meydana gelir. Bu sorunu yaşayanlar sabahları huzursuz, sinirli ve tartışma meyilli olurlar. Yemekten sonra rahatlarlar, ancak halsizlik etkisi yaşarlar.

Yemekten sonra halsizlik birçok insanda etkili olabilir. Bunun en önemli nedeni, kişide insülin direnci gelişmesidir. Bu etki herkeste farklı belirtilere neden olabilir. Ancak yemek sonrasında halsizlik, yorgunluk ve terleme gibi etkilerin arkasında insülin direnci vardır. Bunun yorgunluğa sebep olmasının en büyük etkisi, reaktif hipoglisemi ataklarının geçirilmesidir. Yani insülin direnciyle ilişkili reaksiyonel kan şekeri düşmesi meydana gelmektedir. Kan şekerinin düşmesiyle birlikte kişide ani sinirlenme, halsizlik ve öfkeli bir yapı ortaya çıkabilir. Bu sorunların giderilmesi için, bu kişilerin glisemik indeks (GI) diyeti uygulaması önerilir.